Olumlu yaralamalı trafik kazası

ÖLÜMLÜ-YARALAMALI TRAFİK KAZALARI

 

Trafik kazası nedir    

            Dünya Sağlık Örgütüne göre Trafik kaza yaralanması, "kara yolunda seyreden bir aracın çarpması ile oluşan her türlü yaralanma" şeklinde tanımlanmaktadır.Trafik kazalarının yol açtığı yaralanma ve ölümlerin sayıca yüksek olması ve yarattığı büyük mağduriyetler sonucunda gelişmiş ülkeler aldıkları bir dizi ciddi önlem sayesinde bu oranları azaltmayı başarmışlardır. Bizim ülkemizin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde ise trafik kazasından kaynaklı yaralanma ve ölümler hala yüksek seviyelerdedir.Bu yüzden trafik kazaları sonucu ülkemizde her yıl binlerce insan ölmekte ve yaralanmaktadır.

Trafik kazası sonucu tazminat davası nedir

            Trafik kazaları sonucu ölen ,yaralanan kişi ve yakınlarına da tazminat davası açma hakkı doğmaktadır.

            Trafik kazası tazminatı davası en az bir motorlu aracın katıldığı bir kazada ölüm, yaralanma gibi bedensel zararlar ile malvarlıklarında meydana gelen zararlarının giderilmesi amacıyla zarara uğrayan kişiler tarafından trafik kazasında sorumluluğu bulunanlara karşı açılan bir tazminat davası türüdür.

            Trafik kazasına bağlı maddi ve manevi tazminat davası; trafiğe kayıtlı en az bir motorlu aracın neden olduğu ve yaralanma  veya ölüm gerçekleşen tüm olaylar ve malvarlığında meydana gelen tüm zararların giderilmesi amacıyla açılan bir tazminat davası türüdür.

Dava açma hakkı kimlerdedir ve davada neler talep edilebilmektedir

            Bu davayı açma hakkı bulunanlar ise motorlu taşıtın meydana getirdiği kazadan dolayı zarar gören kişilerdir.Bu zara gören kişiler ölümlü trafik kazalarında ölenin eşi , çocuğu ,anne –babası , bakmakla yükümlü olduğu kimseler ve geçimini ölen kimseden sağlayan ya da sağlayacak olacaklardır.

            Ölümlü trafik kazalarında tazminatın niteliği destekten yoksun kalma tazminatıdır.Yani eğer kişi ölmeseydi o kişiden sağladıkları ya da ilerde sağlayacakları maddi yararın talep edilmesidir.Ölen kişinin mutlaka maddi yarar sağlaması gerekmemekte ileride sağlayacağı düşünülen maddi yarar da talep edilebilmektedir.Ayrıca ölen kişinin yakınları duydukları acı ve elemden dolayı manevi tazminat isteyebilmektedir.Yakınlık kavramı kan bağına dayanmayıp, yakın arkadaş ,nişanlı da olabilmektedir.

            Yaralamalı trafik kazalarında sadece  yaralanan kişi tazminat isteyebilecektir.Dava açma hakkı yalnız zarar görendedir. Bu zararın niteliği ise iş gücü kaybı,her türlü tedavi gideri, kazanç kaybıdır. Ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan kayıplardır.

        Bir motorlu aracın kusurluyla sebep olduğu malvarlığı kayıpları da tazminat davası ile talep edilebilecektir.

Trafik kazası sonucu istenebilecek maddi –manevi tazminatlar kim ya da kimlerden istenebilecektir

            Trafik kazası sonucu istenebilecek maddi manevi tazminatlar araç sürücüsü , araç sahibi , araç işleteni  ve sigorta şirketlerinden talep edilebilir.

        Burada önemle belirmek gerekir ki sigorta şirketinin sorumluluğu sigorta poliçesi sınırları içerisinde kalmaktadır.Sigorta şirketleri genel olarak maddi tazminatı karşılamaktadır.Manevi tazminat içinse diğer sorumlulara gidilmektedir.

Trafik kazalarında zamanaşımı süreleri ne kadardır

         Trafik kazası nedeniyle zarar görenin, fiili  ve faili öğrendiği tarihten itibaren başlayacak 2 yıllık zamanaşımı süresi vardır. Ancak şahıs fiil ya da faili 2 yıllık sürede öğrenememişse  her şekilde 10 yıllık zamanaşımı süresi vardır.Bu maddeye istisna olarak trafik kazası nedeniyle bir suç işlenmişse ceza zaman aşımı sürelerinin uygulanmasıdır.Örnek  vermek gerekirse taksirle adam öldürme,taksirle adam yaralama suçunda durum böyledir.Genel düzenleme olan 2 ve 10 yıllık zamanaşımı burada istisna olarak uygulanmayacak ancak suçun zamanaşımına süresi uygulanacaktır.

            Bilindiği üzere ölümlü –yaralamalı trafik kazalarında kaza ile birlikte taksirle yaralama,taksirle öldürme,olası kast ile öldürme suçları gündeme gelmektedir.Tüm bu istisnalar gözönünde bulundurulduğunda profesyonel bir hukukçu yardımı almadan bu davanın açılması hak kayıplarını beraberinde getirebilmektedir.

Ölümlü yaralamalı trafik kazalarında dikkat edilecek hususlar

Meydana gelen kazada taşıma sigortası olduğu takdirde zararın tazmini

            Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 8. maddeleri hükümlerine göre meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak, bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur

Meydana gelen kazada kusur tespiti

            Trafik kazalarında Kusur tespitlerinin uygulamada Adli Tıp tarafından yapıldığı görülmekte ise de Hukuk mahkemelerinde konunun uzmanı bilirkişilerden alınan raporların hükme esas teşkil ettiği de görülmektedir

Bedensel Zarar ve İş Göremezlik  nedir

İş göremezlik geçici ve sürekli olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Geçici iş göremezlik süresinde çalışılamayan her dönem için %100 maluliyet üzerinden tazminat hesaplaması yapılmaktadır. Yargıtay uygulamasında maluliyet yani iş göremezlik derecesinin Adli Tıp Kurumu tarafından ya da Üniversite hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dallarınca Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak rapor alınması gerektiği hüküm altına alınmıştır. İş göremezlik derecesinin Adli Tıp bilimlerinden oluşan uzmanlarından oluşmasının temel sebebi mesleğe göre kişide oluşan kalıcı sakatlıkların iş göremezlik derecesinin özel olarak belirlenmesidir. Şöyle ki, parmaklarından birinde kalıcı kısalma yaşayan bir kişinin piyanist olması düşünüldüğünde iş göremezlik derecesi %100’e yaklaşabilecek iken, aynı kişinin futbolcu olması durumunda bu oran göreceli daha düşük oranlara gerileyebilecektir.Yani burada kişinin iş göremezlik derecesi zarar gören organın kişi için mahiyetine göre belirlenmektedir.Bu inceleme objektif bir incelemeden ziyade sübjektiftir.Her kişi ve durum ayrı ayrı değerlendirilecektir.

Maddi manevi tazminatın ödenmesi ne zamandır

            Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar” demektedir.

Maddi manevi tazminatın ödenmesinde faiz başlangıcı ne zamandır

Sigorta şirketlerine açılmış dava öncesi başvuru yoksa dava tarihinden itibaren sigorta şirketler açısından faiz işletilmeye başlanacaktır. Başvuru var ise de başvurudan 8 işgünü sonrası için temerrüt başlamış sayılacaktır.

Trafik Kazası Tazminat Davasında  yetkili mahkeme nasıl belirlenir

Ölümlü veya yaralamalı trafik kazası nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davasında hak kaybı ve zaman  kaybı yaşamamak adına yerkili mahkemenin belirlenmesi büyük önem arz eder.Bu davalarda birden çok mahkeme yetkilidir.

            Davalılardan herhangi birisinin ikametgahındaki mahkemede bu dava açılabilir.Hukuk muhakemeleri kanununa göre davalı özel ya da tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki  yerleşim yeri mahkemesidir.Bu kural Hukuk muhakameleri kanununda düzenlenen genel yetki kuralıdır.Maddede belirtilen özel kişi  araç sürücüsü ve araç sahibi olmaktadır.Bu maddede belirtilen  tüzel kişi ise araç işleteni ve sigorta şirketidir.

             Kanunda düzenlenen diğer bir yetki kuralı ise trafik kazasının meydana geldiği yer mahkemesinde de tazminat davası açılabileceğidir. Trafik kazaları nedeniyle açılacak tazminat davaları, zarar görenin, yani davacının ikametgahı mahkemesinde de açılabilir (HMK md.16/1).Kanun maddesinde anlatılmak istenen Kayseri de ikamet eden bir kişinin Nevşehir ilinde yaptığı kaza nedeniyle yerleşim yeri olan Kayseri ‘de de dava açabileceğidir.

Trafik kazaları için açılabilecek davada bir diğer yetkili mahkeme ise Trafik sigortası şirketinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir.

Trafik sigortası şirketinin merkezinin bulunduğu yerde de maddi manevi tazminat davası açılabilmektedir.

Trafik kazası tazminat davasında görevli mahkeme nasıl belirlenir

            Ölümlü veya yaralamalı trafik kazaları nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında görevli mahkeme hukuk muhakemeleri kanununa göre  kural olarak Asliye Hukuk Mahkemesi’dir (HMK md.2/1).Kayseri Melikgazi,Kocasinan,Talas ilçelerinde meydana gelen yaralamalı bir trafik kazası nedeniyle tazminat davası açılacaksa, davanın Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılması gerekir.Ancak merkez ilçeler dışında bir yerde kaza meydana geldi ise o ilçenin Asliye hukuk mahkemesi görevlidir.Açılacak davanın usulden reddi ya da zaman kaybı açısından bu konunun titizlikle incelenerek davanın açılması gerekmektedir.

            Trafik sigortasını yapan şirkete açılacak tazminat davasına bakmaya görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir.Bu düzenleme Türk Ticaret kanununda belirtilmiştir. Sigorta şirketinin sorumluluğu ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Bu nedenle trafik kazası nedeniyle aracın sürücüsü, sahibi ve işleteni ile birlikte aracı sigortalayan sigorta şirketine birlikte dava açılacaksa; tüm sorumlular hakkında Asliye Ticaret Mahkemesi’nde maddi manevi tazminat davası açılmalıdır.

Örnek Yargıtay kararları :

Yargıtay 17. HD 2014/16106 E. , 2016/11047 K:

 Dava:Trafik kazasından kaynaklanan kalıcı iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. “Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen 818 sayılı Borçlar Kanununun 46. maddesinde (6098 sayılı TBK. Bedensel Zarar madde 54), bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (HGK 17.06.2015 tarih, 2013/17-2423 esas, 2015/1661 karar sayılı ilamı) Somut olayda, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan, ... Eğitim ve araştırma hastahanesince düzenlenen 05.11.2010 tarihli sağlık kurulu raporunda davacının sol yak bileği kırığı ve dizartri nedeniyle %41 özürlü olduğu bildirilmişken, mahkemenin ara kararı üzerine davacının maluliyetine ilişkin alınan ........... tarafından düzenlenen 16.01.2014 tarihli raporda ise davacının organik beyin zedelenmesinden sonra oluşan kalıcı özgül bozukluklar nedeniyle %100 malül, olduğu belirtilmiştir. Dosya içinde davacının maluliyetine ilişkin çelişkili iki rapor bulunmakta olup bu çelişki giderilmeden karar verilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü Kaybı ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine uygun şekilde davacının maluliyet oranının tespitine ilişkin ve sağlık kusurlu raporu arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde İstanbul ........ Dairesinden usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli, davacının maluliyet (geçici ve sürekli) derecesi ve oranının, iyileşme süresinin belirlenmesi amacıyla rapor alınıp sonucuna göre göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir