BOŞANMADA MAL PAYLAŞIMI
Medeni Kanununda, yasal mal rejimi olarak , edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanmaktadır.
Evliliğin sona ermesinden sonra mal paylaşımı için dava açılması gerekmektedir. Mahkeme kendiliğinden mal paylaşımına karar veremez. Uygulamada Boşanma davası dilekçesinde boşanma ile birlikte talep edilse de, mal paylaşımı davası boşanma davasından ayrı olarak tefrik edilir.Yani ayrı bir dava olarak görülür. Boşanma davası bitmeden Mal paylaşımı davasına geçilmez.
Mal paylaşımı davasında neler paylaşılacaktır?
Mal paylaşımı davasında mahkemenin karar vereceği hususlar
1-Katılma alacağı
2- katkı payı alacağı
3-değer artış alacağıdır.
KİŞİSEL MAL EDİNİLMİŞ ,MAL KAVRAMLARI NELERDİR:
Kişisel mal nedir: Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşyalar,mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerlerine kişisel mal denir.Kişisel mallar Kanunun 220. Maddesine göre şunlardır:
a) Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya: Eşlerden birinin şahsi kullanımına özgülenmiş eşyalardır.Örnek olarak kişisel bilgsayar,takı,cep telefonu,kıyafet,makyaj setidir.Örnekler çoğaltılabilir.Ayrıca verilecek örnekler hızla gelişen dünyada sürekli olarak güncellenecektir.Örnek olarak yeni teknolojik gelişmeler,toplumsal değişimler kişisel mal kavramında değişikliye neden olacaktır.
b) Mal rejiminin başlangıcında, eşlerden birine ait bulunan, veya bir eşin sonradan miras yoluyla, ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla, elde ettiği malvarlığı değerleri:
Türk Medeni Kanunun yürürlüğe girdiği tarih olan 1.1.2002 tarihinden önce eşlerin sahip oldukları her türlü mal varlığı kişisel mal kabul edilmektedir. Şayet eşlerden birisinin TMK’nın yürürlüğe girmeden önce edindiği mal varlığı değerleri var ise bu malvarlıkları kişisel mal kabul edilmektedir. Elde edilen bu malların bir kazanım ile mi elde edildiği, miras yoluyla mı intikal edildiği önemsizdir. Ne şekilde edinilmiş olursa olsun TMK’nın yürürlüğe girdiği tarih olan 1.1.2002 tarihinden önce sahip olunan mal varlığı değerleri kişisel mal kabul edilir.Yani özetle Eski Medeni kanun döneminde(1.1.2002 öncesi) eşlerin sahip olduğu mallar boşanmada kişisel mal olarak değerlendirilir.
Miras yoluyla kazanımı gerçekleştirilen eşyada diğer eşin herhangi bir payı yoktur. Bu nedenle malların paylaşımına tabi tutulmayacak, kişisel mal kabul edilecektir.Örnek olarak eşin miras yoluyla kazanımını sağladığı malvarlığı değerleri kişisel mal sayılacaktır.
Karşılıksız kazanım yoluyla elde edilen eşyalara örnek vermek gerekirsek, kişilerin şans oyunlarından elde ettiği gelirler,bağışlamalardır.Ancak Yargıtay kararlarında şans oyunlarından kazanılan paranın karşılıksız kazanım olması için şans oyununun oynanması için kullanılan paranın kişisel mallardan karşılandığının kanıtlanması gerektiği yönündedir.
c) Manevi tazminat alacakları : Eşlerden birisinin evlilik birliği süresince elde etmiş oldukları manevi tazminatlar o eşin kişisel malı kabul edilir. Evlilik sırasında alınan maddi tazminatlardan farklı olarak, kişilerin uğradıkları manevi zarar ve yıpranmalar nedeniyle almış oldukları manevi tazminatlar kişisel mal kategorisindedir ve kişiye aittir. Diğer tazminat türlerinden farklı olarak manevi tazminat, hukukumuzca daha kişisel görülmekte bu nedenle, manevi olarak yıpranan kişiye ait bir değer olarak kabul edilmektedir.
d) kişisel mallar yerine geçen değerler : Yukarıda da bahsettiğimiz üzere kişisel mal olarak kabul edilen bir eşya nitelik değiştirebilir ve o mal ile başkaca bir mal elde edilebilir. Böyle bir durumda da kişisel mal yerine geçen mal da kişisel mal kabul edilir. Nitekim kişisel mal kabul edilen taşınmazı ya da taşınırı olan eş bu taşınmazı ya da taşınırı satıp başkaca bir taşınmazya da taşınır alabilir. Böyle bir durum yine kişisel malın yerine geçen değer de kişisel mal kabul edilir.Örnek olarak kişinin miras kalan bağ evini satarak araba almasıdır.Kişinin aldığı araba da kişisel mal olmaktadır.
Edinilmiş mal ne demektir ? Evlilik içerisinde elde edilen “edinilmiş mallar” kanunda şu şekilde tarif edilmiştir: Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince, karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir. Edinilmiş mallar kişisel malların aksine paylaşıma konu olmaktadır.
Edinilmiş mallar nelerdir ?
-Eşlerin çalışmasının karşılığıolan edimler
- Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,
- Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar(Maddi tazminatlar)
- Kişisel mallarının gelirleri(eşlerden birine miras yoluyla kalan taşınmazın kirası)
- Edinilmiş malların yerine geçen değerler.
Edinilmiş malları belirleyen sözleşme yapılabilir mi ?
Eşler kanunun belirlediği sınırlar içinde mal rejimini serbestçe seçebilirler.Kanunda düzenlenen mal rejimleri şunardır.
-Edinilmiş mallar katılma rejimi(Yasal mal rejimidir)
-Mal ayrılığı
-Paylaşmalı mal ayrılığı
-Mal ortaklığı
Taraflar evlenmeden önce veya sonra mal rejimini seçebilmektedirler.
Boşanmada Mal Paylaşımı Davası açma süresi nedir?
Mal paylaşımı davası, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde açılmalıdır. Kanunun belirlediği 10 yıllık süre geçtiği takdirde, mal paylaşımı talebinde bulunmak mümkün değildir.
Uygulamada boşanma davası sonuçlanmadan, ayrı bir dava ile mal paylaşımı talep edilmektedir. Bu durumda , mal paylaşımı davasına bakan mahkeme boşanma davasının kesinleşmesini beklemektedir. Boşanma davası kesinleştikten sonra Mal paylaşımı gerçekleştirilir.
.
Boşanmada Mal Paylaşımı Davası görevli Mahkeme hangisidir?
Boşanma halinde eşler arasında görülecek mal paylaşımı davasına bakmaya Aile Mahkemesi görevlidir.
Boşanmada Mal Paylaşımı Davası Yetkili Mahkeme hangisidir?
Mal paylaşımı davasının görüleceği yetkili mahkeme, yani davanın Türkiye’deki hangi il veya ilçede açılacağı ise şu şekilde belirlenir
-Eşlerden birinin ölümü nedeniyle mal rejimi sona ermiş ise, ölenin son ikametgahı mahkemesi mal paylaşımı davasına bakmakla yetkilidir.
- Evlilik boşanma kararı ile sona ermişse veya devam eden bir boşanma davası varsa, boşanma davasına bakmaya yetkili olan mahkeme, mal paylaşımını yapmakla da yetkilidir.
-Diğer tüm hallerde davalı eşin ikametgahında bulunan aile mahkemesi boşanmada mal paylaşımı davasına bakmaya yetkilidir.
T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/16903
K. 2018/9216
T. 13.3.2018
* ARTIK DEĞERE KATILMA ALACAĞI İSTEMİ ( Eklenmeden ve Denkleştirmeden Elde Edilen Miktarlar da Dahil Olmak Üzere Edinilmiş Mallarının Toplam Değerinden Bu Mallara İlişkin Borçlar Çıkarıldıktan Sonra Kalan Artık Değerin Yarısı Üzerinde Diğer Eşin Alacak Hakkı Olduğu )
* ARTIK DEĞERE KATILMA ( Her Eş veya Mirasçıların Diğer Eşe Ait Artık Değerin Yarısı Üzerinde Hak Sahibi Olduğu - Katılma Alacağı Yasa'dan Kaynaklanan Bir Hak Olup Bu Hakkı Talep Eden Eşin Gelirinin Olmasına veya Söz Konusu Mal Varlığının Edinilmesine İyileştirilmesine ya da Korunmasına Katkıda Bulunulmasına Gerek Olmadığı )
* İSPAT YÜKÜ ( Belirli Bir Malın Eşlerden Birine Ait Olduğunu İddia Eden Kimsenin İddiasını İspat Etmekle Yükümlü Olduğu - Eşlerden Hangisine Ait Olduğu İspat Edilemeyen Malların Onların Paylı Mülkiyetinde Sayılacağı - Bir Eşin Bütün Mallarının Aksi İspat Edilinceye Kadar Edinilmiş Mal Olarak Kabul Edileceği )
* KATILMA ALACAĞININ HESABI ( Artık Değere Katılma Alacağı İstemi - Taşınmazın Kooperatife Üye Olunarak Edinildiği/Ödemelerin Evlilik Öncesi ve Evlilik Birliği İçin Devam Ettiği/Ödemelerin Davalının Babası Tarafından Yapıldığına Dair Somut Delil Bulunmadığı - Evlilik Birliği İçinde Yapılan Ödemeler Sebebiyle Davacının Katılma Alacağının Olduğunun Kabulü Gerektiği - Taşınmaz İçin Evlilik Birliği İçinde Yapılan Ödemelerin Tüm Ödemelere Oranı Bulunup Artık Değere Katılma Alacağının Hesaplanarak Karar Verileceği )
4721/m.179,219,202/1,222,225,227/1,228/1,229,230,231,232,235/1,236/1
6100/m.33
ÖZET : Dava, artık değere katılma alacağı istemine ilişkindir.
Taşınmazın kooperatife üye olunarak edinildiği, ödemelerin evlilik öncesi ve evlilik birliği için devam ettiği, ödemelerin davalının babası tarafından yapıldığına dair somut delil bulunmadığına göre, evlilik birliği içinde yapılan ödemeler sebebiyle davacının katılma alacağının olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece yapılacak iş, taşınmaz için evlilik birliği içinde yapılan ödemelerin tüm ödemelere oranı bulunup, artık değere katılma alacağının hesaplanarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
DAVA : Taraflar arasında görülen ve yukarda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, evlilik birliği içinde edinilen taşınmaz ve araçlar sebebiyle 1.000,00 TL alacağın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 20.01.2015 tarihli dilekçesi ile talep miktarını artırarak toplam 10.987,00 TL alacağın tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ...plakalı araca yönelik talebin kabulüyle 2.700,00 TL'nin tahsiline, ... plakalı araç ve taşınmaza yönelik talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacının taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 Sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı istemine ilişkindir.
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK m. 229) ve denkleştirmeden (TMK m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara dair borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/1). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.
Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK m. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK m. 222).
Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Somut olaya gelince; eşler, 04.08.2003 tarihinde evlenmiş, 11.04.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne dair hükmün, 23.03.2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Kanun'un m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu S.S. Gülara Konut Yapı Kooperatifine davalı eş tarafından 10.11.1998 tarihinde üye olunmuş, ödemeler 1998-2004 yıllları arasında yapılmıştır. Dava konusu 559 ada 1 parsel 3 numaralı bağımsız bölüm, 03.11.2004 tarihinde davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime dair hükümler uygulanır (TMK m. 179).
Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının 559 ada 1 parsel 3 numaralı bağımsız bölüm sebebiyle alacak talebinde bulunduğu, davalının taşınmazın kooperatif yoluyla edinildiği ve ödemelerin babası tarafından yapıldığını savunduğu, mahkemece kooperatiften gelen yazı ve tanık beyanlarına göre ödemelerin davalının babası tarafından yapıldığı kabul edilerek taşınmazın kişisel mal olduğu gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği, ancak dosya kapsamında ödemelerin davalının babası tarafından yapıldığına yönelik tanık beyanı dışında somut delil olmadığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, taşınmazın kooperatife üye olunarak edinildiği, ödemelerin evlilik öncesi ve evlilik birliği için devam ettiği, ödemelerin davalının babası tarafından yapıldığına dair somut delil bulunmadığına göre, evlilik birliği içinde yapılan ödemeler sebebiyle davacının katılma alacağının olduğunun kabulü gerekir (TMK m. 222). O halde mahkemece yapılacak iş, taşınmaz için evlilik birliği içinde yapılan ödemelerin tüm ödemelere oranı bulunup, yukarda açıklanan yasal düzenlemeler ve Dairemiz'in ilke ve uygulamalarına göre, artık değere katılma alacağının hesaplanarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda 2. bentte gösterilen sebeplerle 6100 Sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 13.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Boşanmada mal paylaşımı ile ilgili açılacak dava ciddi manada hukuki bilgi ve emek gerektiren ve telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açabilecek bir davadır.Bu konuda ileride karşılaşılabilecek riskler ve zararlar konusunda alanında uzman bir hukukçudan destek alınması gerekmektedir.