Kasten öldürme

KASTEN ADAM ÖLDÜRME SUÇU

            Yaşam hakkı hem uluslararası hukukta hem de ülkemiz hukukunda  en önemli haklarımızdan biridir.

            Kasten adam öldürme suçu bir insanın yaşam hakkının ihlali,hukuka aykırı şekilde insan yaşamının sonlandırılmasıdır.

1-Suçun maddi unsurları

a-Fail ve mağdur

            Kasten öldürme suçunda herkes fail olabilir.Bu suç yalnızca insana karşı işlenebilir.Mağdurun insan olması koşuluyla bu suç herkese karşı işlenebilir.

b-Suçun maddi konusu

            Suçun maddi konusunu canlı insan bedeni oluşturur.Canlı insan bedeninden anlaşılması gereken ölmüş kişilere karşı bu suç işlenemez.Cenin daha bağımsız yaşama gücünü kazanamadığı için bu suç cenine karşı işlenemez.Cenin anne karnından ayrılarak sağ ve tam doğum gerçekleştiği andan sonra bu suçun maddi konusunu oluşturabilir.

c-hareket

            Kastan insan öldürme suçu kişinin yaşamını sona erdirebilecek herhangi bir hareketle meydana gelir.Tabancayla ateş etme,bıçaklama,zehirleme,boğma  uçurumdan atma,ezme gibi birçok yöntemle işlenebilen bir suçtur.Bu suçta hareketin nasıl yapıldığının önemi yoktur.

           

d-Nitelikli unsurlar

            Cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli unsurlar

-Yangın, Su Baskını, Tahrip, Batırma veya Bombalama veya Nükleer, Biyolojik veya Kimyasal Silah Kullanmak Suretiyle işlenmesi

- Tasarlayarak işlenmesi

- canavarca hisle ve eziyet çektirerek işlenmesi

-Kan gütme saikiyle işlenmesi

-Namus nedeniyle ve töre saikiyle işlenmesi

-Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmesi

-Gebe olduğu bilinen kadına karşı işlenmesi

-Çocuğa veya Beden veya Ruh Bakımından Kendisini Savunamayacak Kişiye Karşı İşlenmesi

-Üstsoy veya Altsoydan Birine veya Eş veya Kardeşe Karşı İşlenmesi

-Bir Suçu Gizlemek, Delillerini Ortadan Kaldırmak veya İşlenmesini Kolaylaştırmak veya Yakalanmamak Amacıyla işlenmesi

-Bir Suçu İşleyememekten Dolayı Duyduğu infialle(öfke,kızgınlık,hiddet)işlenmesi

 

2-Hukuka aykırılık unsuru

            Yaşam hakkı en temel haklardan birisidir.Yaşama özgürlüğüne müdahale ancak meşru müdafaa(nefsi müdafa)durumunda hukuka aykırılığı ortadan kaldırmaktadır.

3-Manevi unsur

            Kasten öldürme suçunun manevi unsuru kanundaki yazılış biçiminden de anlaşılacağı üzere kasttır.Fail suçu meydan getirirken bilerek ve isteyerek hareket etmelidir.

4-Teşebbüs

            Kasten öldürme suçunda teşebbüs mümkündür.Teşebbüsde suçun faili icra hareketlerine başlamış ancak sonuç  failin elinde olmayan sebeplerle gerçekleşememektedir.Örnek olarak failin öldürmek amaçlı mağdura yönelik öldürücü bölgelerine yaptığı 10 adet bıçak darbesinin olay yerinden tesadüfen geçen doktorun acil müdahalesi sonucunda kanamanın durdurulması ve hızlı bir şiekilde hastaneye yetiştirilmesi ve müdahale edilmesi sonucunda  mağdurun yaşaması ve öldürme eyleminin gerçekleşememesidir.Failin yaptığı elverişli hareketler sonucu öldürmeyi istemesine rağmen öldürme eylemi teşebbüs aşamasında kalmaktadır.

5-İştirak

            Kasten öldürme suçuna iştirak mümkündür.Suçun işlenmesinde aktif rol üstlenen herkes asli fail olarak sorumlu tutulur.Yardım eden ve azmettirenin sorumluluğu farklıdır.

6-İçtima

            Kasten öldürme suçunda zincirleme suç hükümleri uygulanmaz.Gerçek içtima hükümleri uygulanır.Yani fail her bir eyleminden ayrı ayrı cezalandırılır.Zincirleme suç hükümleri uygulandığında failin cezası artırılarak verilmektedir.Ancak gerçek içtima hükümleri uygulandığında fail işlemiş olduğu her kasten öldürme suçu için ayrı ayrı ceza alacaktır.Örnek olarak failin gerçekleştirdiği bombalı terör eylemi sonucunda 3 kişinin ölmesi sonucu fail üç kişiyi öldürmekten ayrı ayrı cezalandırılacaktır.

7-Muhakeme

            Kasten öldürme suçunda kovuşturma re'sen yapılmaktadır.Yani mağdurun şikayetine bağlı olmayıp kolluk makamları tarafından kendiliğinden kovuşturma yapılacaktır.

Kasten öldürme suçu örnek Yargıtay kararları:

1. Ceza Dairesi 2017/3209 E. , 2019/3003 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : KASTEN ÖLDÜRME, hakaret
HÜKÜM : 1- Sanık ... hakkında; maktul ...'na yönelik KASTEN insan öldürmek suçundan TCK'nin 81/1, 29/1, 62/1. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası.
2- Sanık ... hakkında; maktul ...'na yönelik hakaret suçundan haksız bir fiile tepki olarak gerçekleştirdiği için TCK'nin 125/1 ve 129/1. maddeleri ile CMK'nin 223/4-c maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına.
TÜRK MİLLETİ ADINA

            Sanık ...’in, maktul ...’a karşı hakaret suçundan kurulan hüküm açısından mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki bu hususa ilişkin düşünceye iştirak olunmamıştır.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ...’in, maktul ...’a karşı KASTEN ÖLDÜRME suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin edilmiş, takdire ve tahrike ilişkin cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, hakaret suçundan TCK'nin 129/3. madde uyarınca ceza verilmesine yer olmadığı mahkemece kabul ve takdir kılınmış verilen hükümlerde
düzeltme nedeni dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık... müdafiinin duruşma ve dilekçelerinde; sanık hakkında TCK’nin 25 ve 27. maddelerinin uygulanması gerektiğine, tahrik indiriminin en üst oranda yapılması gerektiğine, maktulden katılanlar ..’nın sanık hakkında tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle,
24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında mahkemenin bu maddeyle yaptığı uygulamanın hukuka aykırı olduğu anlaşılmakta ise de;
Bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasında yer alan 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün "Anayasa Mahkemesinin iptal kararındaki hususlar gözetilerek 5237 sayılı TCK'nin 53/1-2-3. maddelerinin tatbikine" şeklinde değiştirilmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN, KASTEN ÖLDÜRME suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ile hakaret suçundan kurulan hükmün tebliğnamedeki düşünceye kısmen uygun olarak ONANMASINA, 27/05/2019 gününde Üyeler ... ve ...'ün, sanık hakkında asgari oranda tahrik indirimi yapılması gerektiğine dair karşı oyları ve oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY:
Çanakkale 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/11/2015 gün ve 2014/346 esas, 2015/336 nolu kararı ile sanık ... hakkında KASTEN ...’nu ÖLDÜRME suçundan dolayı verilen 5237 sayılı Yasanın 81, 29, 62. maddeleri uyarınca neticeten verilen 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün, sanık ve katılan müdafileri tarafından temyiz istemi üzerine Dairemize gönderilmesi sonrasında, heyetçe yapılan değerlendirme üzerine sayın çoğunluğun hükmün onanmasına ilişkin kararına katılmamız mümkün görülmediğinden bu yöndeki çoğunluk görüşüne muhalifiz.
ŞÖYLE Kİ;
Yerel Mahkemenin olayın oluşuna ilişkin kabulüne baktığımızda, sanık
...ile ....’in 02/06/1994 tarihinden beri resmi evli oldukları, bu evliliklerinden bir kız çocuklarının bulunduğu. Ancak her ikisinin de aralarındaki geçimsizlik yüzünden birbirlerinden boşanmak istedikleri, Gelibolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/582 esas sayılı bu dosyalarının da henüz derdest olduğu, hatta tarafların evlerini de ayırmak suretiyle ayrı yaşamaya başladıkları, fakat çocukları için konuşmaya devam ettikleri, sanığın Çanakkale'den tayin istediği, boşanma sonuçlandıktan sonra bu ilden de gideceği anlaşılmaktadır.
Sanığın;
- Boşanmakta olduğu eşi ...’e dava süreci içerisinde hal ve tavırlarından şüphelendiği, onun iş komşusu olan maktul ... ile aralarında bir ilişki olabileceğinden de şüphelenmek suretiyle, onu çeşitli kereler hareketlerine dikkat etmesi hususunda uyardığı,
- Tarafların müşterek çocukları ....’in Emniyet aşamasındaki beyanından da anlaşılacağı üzere, aynen alıntı ile "....Babam ... benimde bulunduğum bir ortamda anneme hitaben bir boşanma konusu mevcut, zaten boşanacağız ne istiyorsan boşandıktan sonra yaparsın dediğini," duyduğunu beyan etttiği,
- Sanığın, boşanma davasında kullanmak amacıyla, ...’in evine dinleme cihazı dahi yerleştirmesi göz önünde tutulduğunda,
Taraflar arasında ARTIK, manevi anlamda bir evlilik bağının kalmadığı anlaşılmaktadır. Her iki tarafa da Medeni Kanunun aile bireyleri içerisinde, eşlerin MK.nin 185. md anlamında boşanana kadar karşılıklı olarak yasal zeminde "sadakat yükümlülükleri" bulunmakta ise de, bu maddi bir olgudan ibarettir.
Oysaki, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 29. maddesinde düzenlenen tahrik suçun manevi yönünü oluşturmaktadır.
BU NEDENLER İLE; Olay gecesinin geç saatinde resmi olarak boşanma aşamasında olduğu ve ayrı yaşadığı ...’in evine maktulün girdiğini gören sanığın, maktulün hemen arkasından eve girmeye çabalaması, maktulün bulunduğunda üstünün giyinik olması, sanığın, ...’in evine kurduğu ses kayıt cihazının çözümüne ilişkin (her ne kadar yasal delil olarak kabulü mümkün görülemez ise de) raporda, ...’in "...... benimle kimse yatmıyor anladın mı?;" şeklindeki sözleri de düşünüldüğünde, ... ile maktul arasında cinsel ilişkiye dair hiçbir delil bulunmadığı sabittir.
Zaten, Çanakkale 1. Ağır Ceza Mahkemesince hüküm kurulduğu esnada TCK.nin 29. maddesinin makul oranda indirilme gerekçesi olarak aynen alıntı ile "...... ile kendisini aldattığını düşündüğü maktul ...’ın gece geç bir saatte, yasal evlilik birliği devam eder iken ...’in evine girerken görmesi"nden duyduğu tahrik altında sanığın suçu işlediğini kabul etmektedir.
Yerel Mahkeme dahi, ...’in sanığı, Kubilay ile aldattığı düşüncesine ilişkin bir olgudan bahsetmekte olup, evet manevi olarak bitmiş bir evlilik dahi olsa, resmi olarak sonuçlanana kadar MK.nin 185. madde kapsamında, ... ile sanık ...’in karşılıklı olarak maddi anlamda birbirlerine "sadakat yükümlülüğü" bulunmakta olup, maktulün ise, sanığa karşı böyle bir yükümlülüğünden yasal anlamda bahsedilemez. Ancak, daha önceden sanık ile tanışan ve kendisine abi diye hitap ettiği bir kişinin, henüz boşanmadığı eşinin evine gece geç saatte gelmesi, sanığında buna tanık olmasının getirdiği anlık bir tahrikin etkisinin varlığıda söz konusu ise de, asgari oranda tahrik oluşturabileceği görüş ve kanaatindeyiz.
TÜM BU HUSUSLAR BİR BÜTÜN OLARAK DÜŞÜNÜLDÜĞÜNDE;
Sanık ... hakkında, maktul ...’ı KASTEN ÖLDÜRME suçundan mahkemece hüküm kurulur iken TCK.nin 29. maddesinin uygulanması sırasında ceza indiriminin asgari düzeyde yapılması düşüncesinde olduğumuzdan, ceza indirimini makul oranda yapan yerel mahkeme kararının onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne muhalifiz.
27/05/2019 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ...un huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık ... müdafii Avukat....'ın yokluğunda 30/05/2019 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı

 

            Kasten öldürme suçunda haksız tahrik,tasarlama,meşru savunma(nefsi müdafaa),zorunluluk halleri düşünüldüğünde gerçekten uzmanlık isteyen ve mutlaka profesyonel yardımı alınması gereken bir suçtur.Mutlaka bir profesyonelden yardım alınmasını öneririz.