İşsizlik Sigortası Nedir?

İşsizlik Sigortası Nedir?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İçindekiler

A.     İşsizlik Sigortası Tanımı

B.     İşsizlik Sigortasının Tarihi Gelişimi

C.     İşsizlik Sigortasının Amaçları6

D.     İşsizlik Sigortasına Genel Bakış ve Önemi…………………………………………………

E.     Türkiye’de İşsizlik Sigortası Uygulamalarına Kısaca Bakış

1.      Kişiler Açısından Kapsamı

2.      Sağlanan yardımlar Açısından Kapsamı

a.      İşsizlik Ödeneği

b.      Sigorta Primlerinin Kurum Tarafından Ödenmesi11

c.      Yeni Bir İş Bulma

d.      Aktif İşgücü Hizmetleri Kapsamında Kurs ve Programlar

3.      İşsizlik Sigortasından Sağlanan Hakları Kazanma Koşullarının incelenmesi

     4.    İşsizlik Ödeneğinden Yararlanma Şartları…………………………………………...….14

        a. Sigortalı  olmak…………………………………………………………………………14

        b. İşsiz Kalmak ……………………………………………………………………..…….15

       c. İş Akdinin Belirli Sebeplerle Sona Ermiş Olması ………………………….......15

       d. İş Akdinin Askıya Alınmamış Olması …………………………………………16

       e. Çalışmaya İstekli ve Elverişli Olmak…………………………………………...16

       f. İşsizliğin Gayri İradi Olması…………………………………………………….16

       g.Belirli Süre Çalışma ve Prim Ödeme……………………………………………17

        h. Başvuru…………………………………………………………………………………17

    5.     Ücret Garanti Fonu……………………………………………………………………..17

6.      İşsizlik Sigortası Fonu

7.      Kısa Çalışma Ödeneği

KAYNAKÇA

 

 

 

 

 

 

 

A.   İşsizlik Sigortası Tanımı

Bir işyerinde çalışırken, çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına rağmen, herhangi bir kasıt ve kusuru olmaksızın işini kaybeden sigortalılara işsiz kalmaları nedeniyle uğradıkları gelir kaybını belli süre ve ölçüde karşılayan, sigortacılık tekniği ile faaliyet gösteren zorunlu sigortaya işsizlik sigortası denilmektedir.

Geniş anlamıyla işsizlik, emeğin hiç ya da tam kapasitesi ile kullanılmaması veya gerektiği şekilde ve yerde kullanılmaması suretiyle boşa harcanmasıdır[1].İşsizliğin nedenlerini iki temel gruba ayırmak mümkündür. Birinci grupta talep eksikliği, ikinci grupta ise, emek arzı ile talebi arasındaki uyuşmazlıklar ya da emek piyasasındaki organizasyon bozuklukları yer almaktadır[2].

İşsizlik açık işsizlik, gizli işsizlik olarak ayrılmaktadır. Açık işsizlik ise iradi işsizlik ,gayri iradi işsizlik olarak kendi içinde ayrılmaktadır[3]. Liberal düşüncenin etkisi altında amme organları önceleri olayların seyircisi olmuşlar, herhangi bir önlemin ekonomik ve teknik gelişmeyi durduracağını sanmışlardır. Ancak zaman ilerledikçe, özellikle 1815 yıllarından itibaren başlayan ekonomik buhranlar kütle halinde işsizliğe neden olmuş, bu işsizlik kütlesi o devrin toplumu için endişe verici bir durum yaratmış, sosyal sorunlar daha da artmıştır. Sonuçta kapitalist sanayi ekonomisinin doğal sonucu olan kütlevi işsizlik riskini karşılamak amacı ile bir çok sanayi ülkelerinde zorunlu olarak önlemler alınmaya başlanmıştır. Bu önlemlerin birisi de “İşsizlik Sigortası’nın ihdası olmuştur[4].

İşsizlikle mücadele politikaları ülkelerin ekonomik yapısına bağlı olarak ülkeler arasında farklılık gösterebilir. Anayasamızın 65. maddesi aynen şöyledir: “Devlet sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, ekonomik istikrarın korunmasını gözeterek mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir”. Adı geçen bu maddenin gerekçesi ise şu şekildedir: “Anayasada yer alan sosyal ve ekonomik hakların devlet tarafından gerçekleştirilmesi ancak mali kaynakların yeterliliği ölçüsünde mümkündür.

Mali kaynakların yeterliliği devletin kaynaklarını zorlamadan tabi bir sınır teşkil eder. Bu kaynakların zorlanması halinde ekonomik istikrarın bozulması mukadderdir. Ekonomik istikrarın bozulması ise, her şeyden önce devletin ekonomik ve sosyal ödevlerinin aksaması sonucunu doğurur. İşsizlik Sigortasının kurulması kaçınılmaz kabul edilerek ülkemizde 1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası kanunu ile İşsizlik Sigortası devletçe kurulmuştur[5].

İşsizlik sigortası; “işini kaybeden işçiye, işverenin tazminat vermediği veya sosyal sigortaların bir başka dalından ödenek verilmeyen dönemde, yardım yapılması amacıyla kurulan sigorta”, ekonomi dilinde ise, “tam ve kısmi işsizlik halinde bulunan emekçilere yardım usulü” şeklinde ifade edilmektedir[6].

B.    İşsizlik Sigortasının Tarihsel Gelişimi

            İşsizlik sigortası bulunduğu noktaya birçok aşamalardan geçerek gelebilmiştir. Çeşitli ülkelerde garklı uygulamalar adı altında yayılarak şu anki modern halini almıştır.

            Fransa ve Almanya’da işsizliğin tazmini için zorunlu işsizlik sigortası ile devletçe finanse edilen ve gelir testine tabi tutarak faaliyet gösteren işsizlik yardımı şeklinde ikili sistem uygulanır. Ayrıca bazı ülkelerde Bolivya, Kolombiya, Guatemala, Honduras, Hindistan, Libya, Meksika, Pakistan, Solomon Adaları, Tanzanya, Türkiye(1999 yılına kadar) gibi ülkelerde işten çıkarılmış işçilere her işverenin sadece kıdem tazminatı vermesi suretiyle işsizlik tazmin edilir[7].

            1979‘da 30 ülkede zorunlu uygulanmakta olan işsizlik sigortası sistemi, genelde sosyal güvenliği sağlamaya olanak veren bir şekilde düzenlenmiş iş piyasasının var olduğu sanayileşmiş ülkelerde görülmektedir[8].

            Ülkemizde işsizlik sigortası 25/08/1999 tarihli ve 4447 sayılı Kanunun getirdiği bir yenilik olarak 1 Haziran 2000 tarihinde kurulmuş olup 1 Mart 2002 tarihinden itibaren sonuçlarını vermeye başlayarak günümüze kadar gelişim göstermiştir.

            İşsizlikle mücadelede kullanılan pasif politika araçlarından biri olan işsizlik sigortası yaklaşık 22 yıldır Türkiye’de uygulanmaktadır.

            03/02/2011 tarihli 6111 sayılı Kanunla 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununda değişiklik yapılmıştır. İşsizlik sigortası kapsamına bazı yeni sigortalar eklenmiş, kısa çalışma ödeneğinin miktarı arttırılmış ve yeni bir sosyal sigorta teşviki öngörülmüştür. Bu değişiklikler olumlu olmakla birlikte öğretide dile getirilen işsizlik ödeneğine hak kazanma koşullarının ağır olmasına ve işsizlik ödeneğinin arttırılmasına ilişkin değişiklik yapılmamıştır.

            Türkiye, Roma Anlaşmasının 238. maddesi gereğince 1963 yılında Ankara Anlaşması ile Birliğe hazırlık, geçiş ve son dönem olmak üzere üç kademeli bir katılma koşuluyla girmiş bulunmaktadır. Sosyal politika açısından bu katılma bize işgücü mübadelesi ve işgücü transfer eden ülkelerde sosyal güvenlik sistemlerinden yararlanma olanağı verecektir. Ancak örneğin; F. Almanya, AB ile ortaklık ilişkisi olmayan Kuzey Afrika gibi ülkelerden de zaten işçi transferi yapmakta ve onlara da sosyal güvenlik sistemlerinden yararlanma olanağı vermektedir9.

            Ülkemizde yararlanma koşullarının zor olması, kapsamının dar olması, kıdem ve ihbar tazminatı uygulamaları ve kayıt dışı istihdam gibi nedenlerle işsizlik sigortasından yararlanma oranı düşüktür.  Bazı işverenlerin kıdem ya da ihbar tazminatı ödememek, iş güvencesi uygulamamak amacıyla iş sözleşmesini işçi fesih etmiş gibi göstermesi de işsizlik sigortasından yararlanma oranını düşürmektedir[9]. İşverenlerce iş sözleşmesinin fesih nedeninin doğru bildirilmemesi de işsizlik sigortası açısından sorun teşkil etmektedir. İşverence gerçek olmayan ve fesih için haklı neden olabilecek nedenlerle iş sözleşmesinin feshetmesi çalışanların işsizlik sigortasından ya hiç yararlanmamasına ya da geç yararlanmalarına neden olup çalışanları zarara uğratmaktadır[10].

Ülkemizde işsizlik sigortası ve iş güvencesi bir arada uygulanmaktadır. İşsizlik ödeneği ile hakkında işe iade kararı verilen işçiye ödenecek olan boşta geçen süre ücretinin çakışması, işsizlik ödeneğinin boşta geçen sürenin sonundan itibaren başlatılması çeşitli sorunlara neden olmuştur ve bu sorunlar Yargıtay kararları ve yasal düzenlemeler ile aşılmaya çalışılmıştır. Kıdem tazminatı işsizlik ödeneği ve iş güvencesi hükümlerinin aynı zamanda uygulanması sistemin yeniden ele alınmasını gerekli kılmaktadır[11].

C.   İşsizlik Sigortasının Amaçları

İşsizlik sigortasının temel amacı, işsizlik riskinin gerçekleşmesinden sonra bireyi yoksulluğa karşı korumaktır. 4447 sayılı Kanunu 46 ıncı maddesinin birinci fıkrasında bu amaca ulaşmak için kanunda iki düzenlenmenin yapılması gerekli görülmüştür. Bunlardan biri işsizlik sigortasına ilişkin kuralların ve uygulama esaslarının belirlenmesi , diğeri ise sigortalı işsizlere verilecek hizmetlerin sağlanmasıdır.

Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu verdiği bir kararda “işsizlik sigortasının amacı; sigortalılara işsiz kalmaları halinde, bu Kanun’da öngörülen ödeme ve hizmetlerin yerine getirilmesini sağlamak olarak belirlenmiş, 48. maddesinde ise, işsizlik sigortasının zorunlu olduğu belirtildikten sonra sağlanacak ödeme ve hizmetler; a) İşsizlik ödeneği, b) Hastalık ve analık sigortası primleri, c) Yeni bir iş bulma, d) Meslek geliştirme, edindirme ve yetiştirme eğitimi olarak sıralanmıştır[12]  

Temelde işsizlik sigortası , esas olarak işsizliği önlemeye, istihdamı artırmaya yönelik bir politika değil, aksine işsizlik sonucu ortaya çıkan bireysel yüklerin toplum tarafından paylaşılmasına ve işsizliğin olumsuz sonuçlarını ortadan kaldırmaya yönelik bir uygulamadır[13].

            Dünyada ve ülkemizde işsizliğin azaltılması amacıyla çalışmalar yapılmaktadır. Ülkemizde genç nüfus arzına yetecek iş sahası açılamaması, ara eleman yetiştirilmesinde karşılaşılan sorunlar işsizlik sorununun büyümesine neden olmaktadır. İşsizlik sorunu her şeyden önce istihdam ile çözülebilir bu kapsamda İşsizlik sigortasının pasif istihdam politikası olma özelliğinin aktif istihdam politikalarıyla desteklenmesi ile amaç ve kapsamı genişletilmiştir. İşsizlik sigortası fonu kaynaklarının işsizlik sorununu azaltmaya yönelik olarak kullanılmaya devam edilmesi ve istihdam teşvikini arttıracak girişimlerin çoğaltılması önem arz etmektedir[14].

D.   İşsizlik Sigortasının Önemi

447 Sayılı İşsizlik Sigortasına ilişkin Kanun, işsizlik sigortasının amacının, işsiz kalan sigortalılara, bu kanunda öngörülen ödeme ve hizmetlerin yerine getirilmesini sağlamak olduğu (m.46/I) belirtilmiştir Kanun, işsizlik ödeneği dışında sigortalılara yeni bir iş bulabilmeleri için mesleki geliştirme, yeni bir meslek edinme ve yetiştirme eğitimi verme hizmetlerini de işsizlik sigortasının amaçlan arasında saymış (m.48) ve işsizlik sigortasını, "Bir iş yerinde çalışırken, çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına rağmen, herhangi bir kasıt ve kusuru olmaksızın işini kaybeden sigortalıların işsiz , kalmaları nedeniyle uğradıkları gelir kaybını belli, süre ve ölçüde karşılayan sigortacılık tekniği olarak tanımlamıştır[15].

Toplumda oluşturacağı sosyo-ekonomik ve politik sorunlar açısından işsizliğin tazmini zorunludur. Diğer sosyal güvenlik kurumları gibi işsizlik sigortası da devlet eliyle kurulmuş bir sigorta koludur. Bazı ülkelerde isteğe bağlı bir sigorta türü olarak uygulanmakla birlikte ülkemizde işsizlik sigortasına katılım zorunludur. 4447 sayılı Kanunun kapsamına giren ve halen çalışmakta olanlar Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, yeni girenler ise işe başladıkları tarihten itibaren sigortalı olurlar. (m. 48)

İşsizlik riskine karşı bir güvence sağlanması toplumsal barış ve düzenin sağlanması açısından da önemlidir. Ayrıca, bu ödeneği alabilmek için bireylerin sigortalı olarak çalışmış olma şartı bulunduğundan ülkeler için ciddi bir kayıp alanı olan kayıt dışı istihdam üzerinde de olumlu etkisinin olması beklenmektedir [16].

İşsizlik sigortasının pasif yönünü işsizlik ödeneği aktif yönünü ise sigorta kapsamında sağlanan meslek edindirme ve yeniden işe yerleştirme hizmetleri oluşturur[17].

Diğer sigorta türlerinden ayrılan işsizlik sigortasının önemli bir işlevi de işsizlik riskini tazmin etmesi, zorunlu olması, prim ödeme şartının bulunması, devletçe kurulmuş ve kontrol ediliyor olması, işsizlik sigortası fonundan yararlananların yeniden işe yerleştirilmesi için çalışmaların yürütülmesidir.

E.    Türkiye’de İşsizlik Sigortası Uygulamalarına kısaca bakış

1.      Kişiler Açısından Kapsamı

Sosyal politika açısından bakıldığında yapmış olduğumuz tanımdan da çıkardığımız sonuca göre, işsizlik sigortasının kapsamını şüphesiz bir iş yerinde bağımlı çalışıp da, sosyo-ekonomik nedenlerle isteği dışında işsiz kalanlar oluşturur. Ancak konuya açıklık getirmek için, kapsama girecek kimseleri bazı unsurlarına göre ayırmamız gerekiyor[18].

İşsizlik sigortasının kapsamına bir işyerinde bağımlı çalışıp ta sosyo-ekonomik nedenlerle isteği dışında işsiz kalanlar girmektedir.

İşsizlik sigortasının kapsamında kurulduğu zamandan bu yana değişiklikler olmuştur. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve 03/02/2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanunun 68 inci maddesiyle getirilen değişikliklerin ardından işsizlik sigortasının kapsamı; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile ikinci fıkrası kapsamında olanlardan bir hizmet akdine dayalı olarak çalışan sigortalıları, 4857 sayılı Kanuna göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışanlardan 5510 sayılı Kanunun 52 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında işsizlik sigortası primi ödeyen isteğe bağlı sigortalılar ile aynı Kanunun ek 6 ncı maddesi kapsamındaki sigortalıları ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesinde açıklanan sandıklara tabi sigortalıları kapsar.

Madde hükmüne göre İşsizlik sigortasının kapsamı;

-Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar

İşsizlik sigortasından yararlanacakları genel olarak belirten 5510 sayılı Kanunun m. 4/1 hükmü uyarınca bir iş sözleşmesine göre çalışanlar kural olarak İşsizlik Sigortası Kanunu açısından sigortalıdır. Bu açıdan iş sözleşmesinin türünün önemi yoktur. Belirli, belirsiz, kısmi ya da tam süreli olsun iş sözleşmesi ile çalışanlar işsizlik sigortasından yararlanma imkanına sahiptirler[19].

Bir hizmet akdine dayalı olarak çalışan ;

-İşçi sendikaları ve konfederasyonları ile sendika şubelerinin başkanlıkları ve yönetim kurullarına seçilenler,

-Bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan; film, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve saz sanatçıları ile müzik, resim, heykel, dekoratif ve benzeri diğer uğraşları içine alan bütün güzel sanat kollarında çalışanlar ile düşünürler ve yazarlar,

-Mütekabiliyet esasına dayalı olarak uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülke uyruğunda olanlar hariç olmak üzere, yabancı uyruklu kişilerden hizmet akdi ile çalışanlar,

-2/7/1941 tarihli ve 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanuna göre çalıştırılanlar,

-24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanununda belirtilen umumî kadınlar,

-Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen kurslarda usta öğretici olarak çalıştırılanlar, kamu idarelerinde ders ücreti karşılığı görev verilenler ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (C) bendi kapsamında çalıştırılanlar,

-Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen Toplum Yararına Çalışma Programlarından yararlananlar,

İstekleri halinde işsizlik sigortası hükümlerine tabi olanlar;

-4857 sayılı İş Kanununa göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan sigortalılar,

-Ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma aracı işyerleri ile 4 üncü maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen ve Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenecek alanlarda kısmi süreli iş sözleşmesiyle bir veya birden fazla kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içerisinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 günden az olan kişiler,

Kapsayacak şekilde genişletilmiştir.

İstekleri halinde işsizlik sigortasından yararlanabilecek olanlar zorunlu olarak sigortalı olmadıkları için kuruma başvurarak işsizlik sigortasından yararlanmak istediklerini bildirmedikçe işsizlik sigortası kapsamına dahil olmazlar. 5510 sayılı Kanunun 82 inci madde hükmüne göre bu sigortalılar hem işçi hem işveren prim payını ödemek zorundadır[20].

Kamu görevlilerinin diğer çalışanlara kıyasla iş güvencelerinin fazla olması, işsizlik riskine daha az maruz kalmaları işsizlik sigortası kapsamı dışında olmalarının nedenlerindendir[21].

08/03/2017 öncesinde kendi ad ve hesabına çalışanlar esas itibariyle sigorta kapsamı dışında kalmışlardır[22]. 6824 sayılı Kanunla 4447 sayılı Kanuna eklenen 6 ncı madde ile 01/01/2018’den itibaren uygulanmaya başlanan Esnaf Ahilik Sandığı kurulmuştur. Bu düzenleme ile 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar Esnaf Ahilik Sandığı kapsamında Esnaf Ahilik Sandığı sigortalısı sayılır. Esnaf Ahilik Sandığı sigortalılarından iflas istemiyle mahkemeye başvurulmuş olmak suretiyle veya iflasa tabi olmamakla birlikte işyerini kapatmak suretiyle sigortalılığı sona erenler, sigortalılığının sona erdiği tarihi izleyen günden itibaren otuz gün içinde Kuruma doğrudan veya elektronik ortamda başvurarak yeni bir iş almaya hazır olduklarını kaydettirmeleri gerekir. (Ek Madde 6)

Türkiye ‘de istihdamda ücretli çalışma dışında kendi hesabına çalışma ve ücretsiz aile işçiliği yaygındır. Söz konusu grupların kapsam dışında bırakılması, işgücü piyasasına yeni girmiş işsizler, ücretsiz aile işçileri, yarı zamanlı çalışanlar(prim ödeyen ancak yararlanamayan), kayıt dışı çalışanlar ve işsizlik sigortasından yararlanma koşularından biri olan iş sözleşmesinin sona erme şekli dikkate alındığında işsizlik sigortanın kapsamını daralmaktadır[23].

2.      Sağlanan yardımlar Açısından Kapsamı

a.      İşsizlik Ödeneği

            İşsizlik ödeneği, Kanunda belirtilen şartların sağlanması halinde, bir işyerinde çalışmakta iken kendi kusur ve iradesi olmaksızın işini kaybeden sigortalı işsizlere işlerini kaybetmeleri neticesi yaşayacakları gelir kaybını geçici süreliğine de olsa telafi etmek amaçlı yapılan nakdi ödemedir. 4447 sayılı Kanunda ise işsizlik ödeneği, “sigortalı işsize bu Kanunda belirtilen süre ve miktarda yapılan parasal ödemedir[24].

İşsizlik ödeneğine hak kazanma koşullarına ilişkin Kanunun 51 inci maddesi hükmüne göre; sigortalı sayılanlardan hizmet akitleri Kanunda belirtilen hallerden birisine dayalı olarak sona erenler, Kuruma süresi içinde şahsen başvurarak yeni bir iş almaya hazır olduklarını kaydettirmeleri ve Kanunda yer alan prim ödeme koşullarını sağlamış olmaları kaydıyla işsizlik ödeneği almaya hak kazanırlar.

İşsizlik ödeneğine hak kazanmanın koşullarından biri kendi kusuru ve iradesi olmaksızın işsiz kalmak olduğu için ilk kez iş arayanlar işsizlik ödeneğinden yararlanamaz[25].

 Günlük işsizlik ödeneği, sigortalının son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının yüzde kırkıdır. Bu şekilde hesaplanan işsizlik ödeneği miktarı, 4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu maddesine göre onaltı yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının yüzde seksenini geçemez. (m. 50/1) Söz konusu miktarlar işsizlik ödeneğinin alt ve üst sınırlarıdır. İşsizlik ödeneği, her ayın beşinde aylık olarak işsizin kendisine ödenir. İşsizlik ödeneği damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaz. İşsizlik ödeneği, nafaka borçları dışında haciz veya başkasına devir ve temlik edilemez. (m.50/3)

b.      Sigorta Primlerinin Kurum Tarafından Ödenmesi

5510 sayılı Kanunla, Hastalık ve Analık Sigortası primleri Genel Sağlık Sigortası altında toplanmıştır ve işsizlik sigortası edimi olarak devam etmektedir[26]. Sigortalı işsiz ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin işsizlik ödeneği süresince genel sağlık sigortası primleri İŞKUR tarafından ödenecektir ve sunulan hizmetlerden faydalanabileceklerdir[27].

İşsizlik sigortasının ödenme süresi içinde ödenmesi gereken geçici iş göremezlik ödeneğinin miktarı işsizlik ödeneği miktarından fazla olamaz.

c.       Yeni Bir İş Bulma

4447 sayılı Kanunun m. 48/7 hükmüne göre fonun bir önceki yıl prim gelirlerinin % 30’u; işgücünün istihdam edilebilirliğini artırmak, çalışanların vasıflarını yükselterek işsizlik riskini azaltmak ve teknolojik gelişmeler nedeniyle işsiz kalması beklenenlerin başka alanlara yönlendirilmesini sağlamak, istihdamı artırıcı ve koruyucu tedbirler almak ve uygulamak, işe yerleştirme ve danışmanlık hizmetleri temin etmek, işgücü piyasası araştırma ve planlama çalışmaları yapmak amacıyla kullanılabileceği düzenlenmiştir.

İşsizlik sigortasının süreli olması sigortalının yeni iş bulmasını teşvik etmektedir. Bu anlamda işsizlik sigortası kapsamında sağlanan önemli hizmetlerden biri de kişiyi tekrar iş gücü piyasasına dahil ederek yeni bir iş bulmaktır. Bu hizmeti İŞKUR yerine getirmektedir. İŞKUR tarafından yeni bir iş bulunurken sigortalının önceki çalışma ve ücret koşulları gözetilir. Diğer türlü kişi daha düşük çalışma ve ücret koşullarında çalışmaktan çekinebilir[28].

İŞKUR kurumunun bu özelliği teorikte basedikemktedir ,ancak yüksek işsizlik oranına sahip olan ülkemizde istihdam düşüklüğü nedeniyle İŞKUR kurumunun teorikte bulunan bu görevini pratiğe dökmesi olanaksız olmaktadır.

d.      Aktif İşgücü Hizmetleri Kapsamında Kurs ve Programlar

            Sigortalı işsizlere işsizlik sigortası kapsamında verilen hizmetlerden biri de aktif işgücü kapsamında yapılan kurs ve programlardır. Sigortalı işsizlere önceki çalışma ve ücret koşullarına benzer bir iş imkanı sağlanamaması halinde, bu kurs ve programlar sayesinde mevcut mesleki bilgi ve becerilerini kaybetmeleri engellenecek veya yeni bir meslek bilgi ve becerisi kazanmaları mümkün olabilecektir[29].

İŞKUR işsiz olanlara, çalışırken işini kaybedenlere özelliklerine göre meslek edindirme ya da meslek geliştirme kursları düzenler. Bu kurslara işsizlerden talep edenler katılabilir. Bu kurslara bu açıdan katılma zorunluluğu yoktur[30].

Kurum tarafından önerilen meslek geliştirme, edindirme ve yetiştirme eğitimini haklı bir neden göstermeden reddeden veya kabul etmesine karşın devam etmeyen sigortalının işsizlik ödeneği kesilecektir. (m.52/1-c)

3.      İşsizlik Sigortasından Sağlanan Hakları Kazanma Koşullarının İncelenmesi

            İşsizlik sigortasından yararlanma şartları temel olarak işin kaybedilme şekline, prim ödeme koşuluna ve İŞKUR’a yapılacak başvuruya bağlanmıştır[31]. Yararlanma koşullarına ilişkin elektronik ortamda başvuru olanağı sonradan yapılan değişiklikler arasındadır[32].

            7645 Sayılı İşsizlik sigortası kanunu Madde 51  de ‘’Bu Kanun uyarınca sigortalı sayılanlardan hizmet akitleri aşağıda belirtilen hallerden birisine dayalı olarak sona erenler, Kuruma süresi içinde şahsen başvurarak yeni bir iş almaya hazır olduklarını kaydettirmeleri ve bu Kanunda yer alan prim ödeme koşullarını sağlamış olmaları kaydıyla işsizlik ödeneği almaya hak kazanırlar.’’ diyerek işsizlik ödeneği alabilecekleri aşağıda belirtmiştir.

                a- 10.06.2003 tarihli 4857 sayılı İş Kanununun 17.maddesi veya 20/04/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanununun 16.maddesi ya da 13/06/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen bildirim önellerine uygun olarak hizmet akdi işveren tarafından sona erdirilmiş olmak,

            b- Hizmet akdi, süresi belli olsun veya olmasın sürenin bitiminden önce veya bildirim önelini beklemeksizin 4857 sayılı İş Kanununun 24.maddesinin (I), (II) ve (III) numaralı bentlerine veya 854 sayılı Deniz İş Kanununun 14.maddesinin (II) ve (III) numaralı bentlerine veya 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun 7.maddesi ile 11.maddesinin birinci fıkrasına göre sigortalı tarafından feshedilmiş olmak,

            c- Hizmet akdi, süresi belli olsun veya olmasın sürenin bitiminden önce veya bildirim önelini beklemeksizin 4857 İş Kanununun 25.maddesinin (I) ve (III) numaralı bentlerine, ayrıca yine aynı Kanunun 25.maddesinin (IV) numaralı bendine göre işçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde devamsızlık bakımından 17.maddede belirtilen bildirim sürelerini aşmak veya 854 sayılı Deniz İş Kanununun 14.maddesinin (III) numaralı bendine veya 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun 12.maddesinin birinci fıkrasına göre işveren tarafından feshedilmiş olmak,

             d- Hizmet akdinin belirli süreli olması halinde, bu sürenin bitimi nedeniyle işsiz kalmak, 854 sayılı Deniz İş Kanununun 7.maddesinin (II) numaralı bendinde belirtilen hizmet akdinin belirli bir sefer için yapılmış olması nedeniyle sefer sonunda işsiz kalmak,

             e-İşyerinin el değiştirmesi veya başkasına geçmesi, kapanması veya kapatılması, işin veya işyerinin niteliğinin değişmesi nedenleriyle işten çıkarılmış olmak, 854 sayılı Deniz İş Kanununun 14.maddesinin (IV) numaralı bendindeki nedenlerle işsiz kalmak, gerekir.[33]

            4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun 51. maddesinde işsizlik sigortasından faydalanma şartları belirlenmiş ve 48. maddede ise sigortalı işsizin, bu maddede belirtilen ödeme ve hizmetlerden yararlanabilmesi için işten ayrılma bildirgesi ile birlikte hizmet akdinin feshedildiği tarihi izleyen günden itibaren otuz gün içinde kuruma doğrudan veya elektronik ortamda başvurması gerektiği ifade edilmiş (4447, m.48/4) ve mücbir sebepler dışında, başvuruda gecikilen sürenin işsizlik ödeneği almaya hak kazanılan toplam süreden düşüleceği hükme bağlanmıştır. Öte yandan belirtelim ki, işçinin kıdem ve ihbar tazminatları için dava açması da Kuruma başvuru şartını ortadan kaldırmayacaktır35.

 

      4.  İşsizlik Ödeneğinden Yararlanma Şartları

a. Sigortalı Olmak

            İşsizlik Sigortası Kanununun (İsK) 51. maddesinde sigortalı olma koşulu aranmaktadır. Bu nedenle yasanın 46. maddesinde tahdidi olarak sayılan sigortalılar işsizlik ödeneğine hak kazanabilecektir. Buna göre, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile ikinci fıkrası kapsamında olanlardan bir iş akdine dayalı olarak çalışan sigortalılar, 4857 sayılı Kanuna göre kısmi süreli iş akdi ile çalışanlardan 5510 sayılı Kanunun 52. maddesinin birinci fıkrası kapsamında işsizlik sigortası primi ödeyen isteğe bağlı sigortalılar ile aynı Kanunun ek 6. maddesi kapsamındaki sigortalılar ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20. maddesinde açıklanan sandıklara tabi olan sigortalılar, işsizlik sigortasından yararlanabilecek sigortalıları oluşturmaktadır.

b. İşsiz Kalmak

            Gelir elde edecek bir işte çalışmayan sigortalı, işsizdir. Gelir kavramı yorumlanırken  sadece para kazancını belirtir gelir şekilde gelir değil  geniş kapsamda yorumlanmalıdır. Gelir elde etme sadece bir amaçtır. Yani bu amaç doğrultusunda harcanan çabanın sonunda bir gelir elde edilip edilmemesi önem taşımamaktadır. Yani geçerli bir iş akdi ile çalışan işçiye işvereni ücretini ödemiyor veya geç ödüyor olsa bile bu kişi işsiz sayılmamaktadır. Çünkü gelir elde edemese de gelir elde etmek amacıyla bir faaliyet yürütmüştür .

            İsK m.47 deki işsiz tanımı uyarınca işsizlik ödeneğinden yararlanma hakkına sahip olanlar, daha önceden çalışıyor iken işsiz kalan kişilerdir. Buna göre daha önce hiç çalışmamış bir kişinin aradığı halde iş bulamaması halinde işsizlik sigortasından yararlanması mümkün değildir.

c. İş Akdinin Belirli Sebeplerle Sona Ermiş Olması

                Ödeneğe hak kazanılabilmesi için iş akdinin İsK m.51/1 fıkrasında sayılan sebeplerden biri ile sona ermiş olması gerekmektedir. Karşılaştırmalı hukuktaki yasal düzenlemelere göre işin sona eriş sebebi ve şekli sigortalının işsizlik ödeneğinden [34]

yararlanıp yararlanamayacağının belirlenmesinde önem taşımaktadır. ILO’nun 168 sayılı sözleşmesinin 20. maddesinde belirttiği gibi sigortalı işini kendi kusurlu davranışından ötürü kaybetmişse ya da herhangi bir geçerli sebep olmadan işten ayrılmışsa işsizlik ödeneğine hak kazanamayacaktır. ILO'nun 102 sayılı sözleşmesi de benzer bir düzenlemeyi içermektedir

            İssizlik ödeneği için belirlenen sebepler İş Akdinin Süreli Fesih Bildirimi ile İşveren Tarafından Feshi, İş Akdinin Haklı Neden ile Derhal İşveren veya İşçi Tarafından Feshi, Belirli Süreli İş Akdinin Sürenin Bitimi ile Kendiliğinden Sona Ermesi, İş Akdinin İşyerinin El Değiştirmesi, Kapatılması veya Niteliğinin Değiştirilmesi Nedeniyle Feshi, İş Kanunları Kapsamı Dışında Kalan Sigortalıların İş Akitlerinin Feshi, Özelleştirme Kanunu Kapsamında İşsiz Kalmak

d. İş Akdinin Askıya Alınmamış Olması

            İş akdi sona ermeden işsizlik ödeneğine hak kazanılamayacaktır. Çünkü İsK 51. maddesinde iş akdinin belirli sebeplerle sona ermiş olması şart koşulmuştur. O halde, iş akdinin sona ermediği, sigortalının sadakat, işverenin de işçiyi gözetme ve eşit işlem yapma borçlarının bütünüyle, işçinin talimatlara uyma borcunun ise kısmen devam ettiği durumlarda iş akdi sona ermediği için işsizlik ödeneği ödenemeyecektir . İsK 51/son da işsizlik ödeneğine hak kazanmaya engel olacak olan askıya alınma halleri tek tek sayılmıştır. Buna göre grev, lokavt veya yasadan doğan ödevler nedeniyle iş akdi askıya alınmışsa sigortalı, işsizlik ödeneğine hak kazanamayacaktır. Bu düzenlemeye Deniz İş Kanunu’nun ve Basın İş Kanunu’nun aynı nitelikteki maddeleri dâhil edilmiştir

e. Çalışmaya İstekli ve Elverişli Olmak

            Bu koşul yasada net olarak belirtilmemiştir.. İşsizlik sigortası tanımının yapıldığı 47. maddenin c bendinde "...çalışma istek ve yeterliliğinde olmasına rağmen..." ; aynı maddenin e bendinde "...Kuruma başvurarak çalışmaya hazır olduğunu bildiren..." şeklindeki ifadeler ile bu koşulun varlığı belirtilmiştir.. Aynı yasanın 51/1. fıkrasında yeni bir iş almaya hazır olduklarını kaydettirme koşulunun bulunması da da bunu desteklemektedir..

f. İşsizliğin Gayri İradi Olması

            İşsizlik ödeneği için iş akdinin belirli nedenlerle sona ermesi halleri incelendiğinde bu hallerden doğan tüm işsizliklerin işçinin elinde olmayan nedenlerden kaynaklanan işsizlik hali olduğu anlaşılmaktadır. Yani işçi bu işsizliklerde gayri iradi işsiz durumundadır. İşsiz olmalarında kendilerinden kaynaklanan bir durum bulunmamaktadır. İradi işsizler teknik anlamda işsiz değillerdir.35 İsK 47/1-e bendinde sigortalı işsiz tanımı yapılırken işini kaybeden kavramı ile gayri iradi işsizliğe vurgu yapılmıştır. Örneğin sigortalı tarafından İK 17. maddesine göre yapılan süreli fesih hali, yani istifa  işsizlik ödeneğine hak kazandıran İsK 51/1-a bendi kapsamına alınmamıştır.        Çünkü sigortalının bu durumdaki işsizliği kemdi iradesi dışında değil, kendi iradesiyle gerçekleşmiştir yani iradidir ve bu sebeple işsizlik ödeneğine hak kazanamayacaktır. Ayrıca İK 25/II uyarınca işverence iş akdi haklı nedenle derhal feshedilmiş olan sigortalının da işsizliği iradi işsizliktir ve ödeneğe hak kazanamayacaktır.

g.Belirli Süre Çalışma ve Prim Ödeme

            İşsizlik ödeneğine hak kazanmada varlığı aranan bir başka koşul da belirli bir süre sigortalı olarak çalışmış ve prim ödemiş olmaktır.

İşsizlik Sigortası Kanunu m.50/2 hükmüne göre ilk olarak, kişinin iş sözleşmesinin sona ermesinden önceki son üç yıl içinde en az 600 gün sigortalı olarak çalışması ve işsizlik sigortası priminin ödenmiş olması gerekir. Ayrıca buna ek olarak iş ilişkisinin sona ermesinden önceki son 120 gün boyunca iş sözleşmesine tabi olmak ve prim ödenmesi aranmaktadır. İki süre şartının da birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şekilde belirli bir süre sigortalı olarak çalışma koşulunun aranıyor olmasının en önemli sonucu istihdama yeni katılan işgücünün işsizlik ödeneğinden yararlanamamasıdır

h. Başvuru

                Sigortalı işsizin, işsizlik ödeneğinden faydalanabilmesi için işverence kendisine verilen işten ayrılma bildirgesi ile birlikte iş akdinin feshedildiği tarihi izleyen günden itibaren otuz gün içinde Kuruma doğrudan veya elektronik ortamda başvurması gerekir. İsK 51. maddesinde de Kuruma süresi içinde şahsen başvurmak hak kazanma koşulları arasında açıkça belirtilmiştir. Sigortalı işsiz süresi içinde www.iskur.gov.tr adresinden E-Devlet şifresi veya İŞKUR'a elektronik ortamda üye olup buradan alacağı şifre ile internet ortamında başvuru yapabilecektir36.

5 .   İşsizlik Sigortası Fonu

İşsizlik sigortası fonu devlet güvencesindedir ve işsizlik sigortası ile ilgili uygulamalara ilişkin olarak gelir ve giderleri yürütür[35]. İşsizlik sigortası primleri, bu primlerin değerlendirilmesinden elde edilen kazanç ve iratlar, fonun açık vermesi durumunda Devlet tarafından yapılacak katkı ve yardımlar, ayrıca bu Kanun gereğince işçi ve işverenlerden alınacak ceza, gecikme zammı ve faizler ile diğer her türlü gelir ve kazançlar ile bağışlar fonun gelirlerini oluşturmaktadır. (m.47/1-g, m. 53/3).

Fonun giderleri ise sigortalı işsizlere verilen ödeneklerden, 5510 sayılı Kanun gereği ödenecek sigorta primlerinden, Kanunun 48 inci maddesinin yedinci fıkrasında sayılan hizmetlere ilişkin giderlerden, işsizlik sigortası hizmetlerinin yerine getirilebilmesi için Yönetim Kurulunun onayı üzerine Kurum tarafından yapılan giderler ile hizmet binası kiralanması, hizmet satın alınması, bilgisayar, bilgisayar yazılım ve donanımı alım giderlerinden, Kanun’un 50 inci maddesinin 5 inci fıkrasına göre işsizlik ödeneği alanların; işe alındığı tarihten önceki aydan başlayarak işe alan işyerine ait işçi ve işveren payı sigorta primleri ile Genel Sağlık Sigortası primi giderlerinden, Ücret Garanti Fonundan yapılan ödemelerden (EK. 1), Kısa Çalışma Ödemeleri (EK.2), Ek 5 inci madde kapsamındaki doğum ve evlat edinme sonrası yarım çalışma ödeneği ödemeleri ve prim giderlerinden, Kurum tarafından aktif işgücü hizmetleri kapsamında Kuruma kayıtlı işsizlere ve öğrencilere yönelik düzenlenecek İşbaşı Eğitim Programı giderlerinden, GAP projesi kapsamındaki yatırımlar için aktarılan miktarlardan, geçici 7,9 ve 10. Maddelere göre ilave istihdam olarak işe alınanların prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan işveren sigorta prim giderlerinden oluşmaktadır. (m.53)

İşsizlik sigortası fonunda gelir kalemlerinin azaltılması ile gelirlerde azalma meydana gelirken gider kalemlerine yapılan ilavelerle giderlerde artış olmaktadır. İşsizlik sigortası fonunun mali durumu her ay yayınlanan bültenle kamuoyuyla paylaşılmaktadır[36]. 

Fon Türkiye İş Kurumu Yönetim Kurulunun  kararları çerçevesinde Kurum tarafından işletilir ve yönetilir. Fon kaynakları, riskin dağıtılması esası ve Fonun aktüeryal dengeleri dikkate alınmak suretiyle yönetilir. Bu çerçevede, piyasa koşulları, yatırım araçlarının riskleri, vadeleri ve Fonun nakit akış durumu dikkate alınır. Fon kaynaklarının yatırım araçları devlet borçlanma senetleri, ters repo işlemleri, ve bankalar bünyesinde mevduat hesabı açtırılmasıdır. (20/8/2004 Tarihli Ve 2004/7753 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla Yürürlüğe Konulan İşsizlik Sigortası Fonu Kaynaklarının Değerlendirilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik)

Uygulamaların başladığı tarihten 30.04.2021 tarihine kadar pasif ödemeler için başvuranlardan, hak eden 15 milyon 520 bin kişi için 99,5 milyar TL ödeme yapılmıştır (9 Mayıs 2021 itibariyle)[37].

Fon, Sayıştayın vize ve tescilinden muaftır ve Sayıştay tarafından denetlenir. Fonun gelir ve giderleri üçer aylık dönemler halinde yeminli malî müşavirlere denetlettirilerek denetim raporlarının sonuçları ilân edilir. (m. 53) Fonun denetiminde şeffaflık ilkesi ile gerçekleştirilir[38].

            2021 Nisan ayı sonu itibariyle Fonun maddi ve mali varlığının; % 82,83’ü tahvil ve % 17,17’si mevduattan oluşmaktadır40.

6.   Ücret Garanti Fonu

            İşçinin tek gelir kaynağı olan ücretini garanti altına almak amacıyla İşsizlik Sigortası Fonu kapsamında oluşturulan Ücret Garanti Fonu 4447 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinde “sigortalı kişileri iş akdine bağlı olarak çalıştıran işverenin konkordato ilan etmesi, işveren için aciz vesikasının alınması, iflası veya iflasın ertelenmesi nedenleri ile işverenin ödeme güçlüğüne düştüğü haller geçerli olmak üzere, işçilerin iş ilişkisinden doğan üç aylık ödenmeyen ücret alacaklarını karşılamak amacıyla İşsizlik Sigortası Fonu kapsamında ancak ayrı bir Ücret Garanti Fonu oluşturulmuştur.” Şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre, işçinin işverenin ödeme güçlüğüne düştüğü tarihten önceki 1 yıl içinde aynı işyerinde çalışması esas olup, Fondan yapılacak ödemeler temel ücret üzerinden gerçekleştirilmektedir.

            4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun Ek 1. maddesine göre; işverenin, konkordato ilan etmesi, işveren için aciz vesikası alınması, iflası veya iflasın ertelenmesi nedenleri ile ödeme güçlüğüne düştüğü hallerde, çalışanlarının hizmet akdinden kaynaklanan ve ödenmeyen üç aylık ücret alacakları Ücret Garanti Fonundan ödenmektedir. Şubat 2005 tarihinden 30.04.2021 tarihine kadar 145.044 kişi Ücret Garanti Fonundan ödenek almaya hak kazanmıştır. Bu kapsamda hak eden kişilere toplam 466.522.601 TL ödeme yapılmıştır. 2021 Nisan ayında Ücret Garanti Fonundan 386 kişi için toplam 1.746.903 TL ödeme yapılmıştır.

7.   Kısa Çalışma Ödeneği

            4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun Ek 2. maddesi gereğince, genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak önemli ölçüde azaltılması veya işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen geçici olarak durdurulması hallerinde çalışılmayan süreler için çalışanlara üç ayı geçmemek üzere kısa çalışma ödeneği ödenmektedir[39]

            Kısa çalışma halinde İşsizlik Sigortası Fonundan kısa çalışma ödeneği ödenir. İşçinin kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için, hizmet akdinin feshi hariç işsizlik sigortası hak etme koşullarını yerine getirmesi gerekir. Günlük kısa çalışma ödeneği; sigortalının son oniki aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının % 60’ıdır. Bu şekilde hesaplanan kısa çalışma ödeneği miktarı, 4857 sayılı Kanunun 39 uncu maddesine göre 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının % 150’sini geçemez. Kısa çalışma ödeneğinden yararlananlara ait sigorta primlerinin aktarılması ve sağlık hizmetlerinin sunulmasına ilişkin işlemler 5510 sayılı Kanunda belirtilen esaslar çerçevesinde yürütülür. Kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödemeler başlangıçta belirlenen işsizlik ödeneği süresinden düşülür. (Ek Madde 2)

            Mart 2002 tarihinden 30.04.2021 tarihine kadar işsizlik ödeneğine 14.669.638 kişi başvurmuş, 8.334.449 kişi ödenek almaya hak kazanmıştır. Bu kapsamda hak eden[40]

kişilere toplam 38.611.333.356 TL ödeme yapılmıştır. 2021 Nisan ayında, önceki dönemden ödemesi devam edenlerle birlikte 201.242 kişi için ödeme miktarı 274.459.527 TL’dir.Eylül 2005 tarihinden 30.04.2021 tarihine kadar başvurusu alınanlardan 4.200.871 kişi kısa çalışma ödeneği almaya hak kazanmıştır. Bu kapsamda hak eden kişilere toplam 33.527.002.640 TL ödeme yapılmıştır. 2021 Nisan ayında önceki dönemden ödemesi devam edenlerle birlikte 1.010.401 kişi için ödeme miktarı 1.480.945.434 TL’dir.[41]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAKÇA

 

Resmî Gazete Tarihi: 08.09.1999 Resmî Gazete Sayısı: 23810

 

Başterzi Süleyman. İşsizlik Sigortası, Ankara 1996,s.

 

Meydan Larousse; Cilt 6, s.572

 

Ekin, s.23, Andaç, F.: İşsizlik Sigortası , TUHIS, Ankara 1999

 

Caniklioğlu Nurşen. “6111 Sayılı Kanunla İşsizlik Sigortası Kanununda Yapılan Değişiklikler”, Toprak İşveren Dergisi 2011/89, s. 1-19.

 

Çakmak Esmanur. “Türkiye’de İşsizlik Sigortası Uygulamaları”, Hukuk ve İktisat Araştırmaları Dergisi, Cilt 12 No 1, 2020, s. 1-22.

 

İŞKUR https://www.iskur.gov.tr/kurumsal-bilgi/yayinlar/

 

Kumaş Handan ve Karadeniz Oğuz, “Türkiye’de İşsizlik Sigortası Ödeneği’nden Yararlanan İşsiz Sayısının Düşük Olma Nedenleri: AB Ülkeleri ile Bir Karşılaştırmalı Bir Analiz”, Sosyoekonomi, Vol.25/33, s. 195-218.

 

Saraç Coşkun. “İşsizlik Sigortası Edim Koşulları”, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt:13, Sayı:1, 2011 s.1-26.

 

Esmanur ÇAKMAK HUKUK VE İKTİSAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ.Cilt: 12 No: 1 Yıl: 2020

 

Dr. Özlem BAL BEKTAŞ .İŞSİZLİK ÖDENEĞİNDEN YARARLANMA KOŞULLARI  ADALET DERGİSİ  2020/2 65. say

 

YHGK.,3/5/2006 tarih,E.2006/10-243,K.2006/271 sayılı kararı.

 

Subaşı İbrahim ve Yiğit Yusuf, “İş Sözleşmesinin Sona Erme Nedeninin İşsizlik Sigortasından Yararlanma Hakkına Etkisi ve Uygulamadan Doğan Sorunlar”, İş ve Hayat, s.135-165.

 

EKŞİOĞLU, Kani; Gerekçeli Anayasa, Ank. 1982 s.94-112

 

 Uğur Suat, “Türkiye’de İşsizlik Sigortasının Gelişimi”, Yönetim Bilimleri Dergisi (9:2) 2011, s. 97-114.

 

KAZGAN, Gülten; 100 Soruda Ortak Pazar ve Türkiye, İst. 1970, s.100.

 

Yiğit Yusuf. “Türkiye’de İşsizlik Sigortasının Uygulanma Alanı ve Sigorta Yardımlarına Hak Kazanmanın Koşulları”, Çalışma ve Toplum 2005/2, s. 75-102.

 

 

 

 



[1] .Süleyman BAŞTERZİ, “İşsizlik sigortası”, ANKARA Üniversitesi Hukuk  Fakültesi Yayınları no:509.

[2] Bu ayrım için bkz. van Ginneken,

[3] Faruk ANDAÇ Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası Yayın no:66.

[4] TUNA, Orhan; “Memleketimizde İşsizlik Sigortası Meseleleri” (Makale),İÜ İkt.Fak. Mecmuası, cilt 14, Ekim 1952-Temmuz 1953, s.212

[5] EKŞİOĞLU, Kani; Gerekçeli Anayasa, Ank. 1982, s.97

[6]Meydan Larousse; Cilt 6, s.572.

[7]ŞAHİN, Hasan; İşsizlik Sigortası ve Kıdem Tazminatı, İİBK, İşgücü Dergisi, Yıl: 1, sayı:4, Ekim-Aralık 1979, s.13 ve devamı.

[8] Faruk ANDAÇ Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası Yayın no:66

[9]- KAZGAN, Gülten; 100 Soruda Ortak Pazar ve Türkiye, İst. 1970, s.100.

[10] İbrahim Subaşı ve Yusuf Yiğit, “İş Sözleşmesinin Sona Erme Nedeninin İşsizlik Sigortasından   Yararlanma Hakkına Etkisi ve Uygulamadan Doğan Sorunlar”, İş ve Hayat, s.164.

[11] Subaşı/Yiğit, 164.

[12] YHGK.,3/5/2006 tarih,E.2006/10-243,K.2006/271 sayılı kararı.

[13] Ekin, s.23, Andaç, F.: İşsizlik Sigortası , TUHIS, Ankara 1999, s.37

[14] Uğur, 112-113.

[15] Güzel, s.819. Ayrıca Bkz.: Şakar, Dünya'da ve Türkiye'de İşsizlik Sigortası ", Çimento Işveren D., C.6, Sayı 2, Mart 1992, s.9 vd..

[16] Tatoğlu, 2015

[17] Çakmak, 9.

[18]Andaç; a.g.e., s.68.

[19] Caniklioğlu, 2; Saraç, 5.

[20] Caniklioğlu, 5.

[21] Süleyman Başterziİşsizlik Sigortası, Ankara 1996,s. 101.

[22] Handan/Kumaş,203.

[23] Handan/Kumaş,205.

[24] Esmanur ÇAKMAK HUKUK VE İKTİSAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ.Cilt: 12 No: 1 Yıl: 2020

[25] Çakmak, 11.

[26] Uğur, s. 103.

[27] Çakmak, 15; Subaşı/Yiğit, 139.

[28] Çakmak, 15.

[29]. Esmanur ÇAKMAK HUKUK VE İKTİSAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ. Cilt: 12 No: 1 Yıl: 2020

[30] Yiğit, s. 84.

[31] Uğur, s. 103; Yusuf Yiğit, “Türkiye’de İşsizlik Sigortasının Uygulanma Alanı ve Sigorta Yardımlarına Hak Kazanmanın Koşulları”, Çalışma ve Toplum 2005/2, s.85.

[32] Uğur, 103.

[33] Resmî Gazete Tarihi: 08.09.1999 Resmî Gazete Sayısı: 23810

[34] Özlem Bal ,Adalet Dergisi

 

36 Özlem Bal ,Adalet Dergisi

 

[36] Uğur, 106.

[37] https://www.iskur.gov.tr/kurumsal-bilgi/yayinlar/

[38] Çakmak, 20.

40 https://www.iskur.gov.tr/kurumsal-bilgi/yayinlar/

 

[39] HUKUK VE İKTİSAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ Cilt: 12 No ÇAKMAK

[40] https://www.iskur.gov.tr/kurumsal-bilgi/yayinlar/

[41] https://www.iskur.gov.tr/kurumsal-bilgi/yayinlar/